Bursa'nın Çarşıları
Yıllar önce Bursa’da yaşamaya karar
verdiğimde yeni bir coğrafyada yaşamaya başlayan pek çok insan gibi şehre ait
tarihi bölgeleri, çarşılarını , turistik yerlerini gezmiştim. O dönem Bursa
kapalı çarşı içinde bulunan tarihi ve turistik eşyaların satıldığı kısımlardan
inanılmaz etkilendim.
Yaşadığım
semte uzak olması dolayısı ile çok sık gidemesem de zaman içinde birkaç kez
daha gittim kapalı çarşıya. Bu gidişlerin hiçbirinde ilk aldığım tadı alamadım
çünkü kısıtlı zamanda halletmem gereken konuya odaklıydım.
Bu sabah uyandığımda uzun zamandır
üzerinde çalıştığım işi müşterime teslim etmiş ve rahatlamış olmanın
psikolojisi ile kendimi ödüllendirmeye karar verdim ve aklıma Bursa Kapalı
çarşı içinde yer alan antikacılar çarşısını keyif keyif gezmek geldi. Fotoğraf makinasının çantasını kapıp ayağıma
rahat bişeyler giyip yola dökülmem yarım saati almadı. Gelin sizi de kapalı
çarşı ziyaretime ortak edeyim😊
İlk durağım eski aynalı çarşı
Heykel merkezde, Kozahan'la Kapalı
Çarşı arasında bulunan Aynalı Çarşı, Bursa’nın en eski çarşılarından. İçinde antikacılar
olan ve yalnızca 15 dükkanın bulunduğu minik çarşı, bir zamanlar şimdilerdeki
amacından çok uzak bir amaç için kullanılıyormuş.
Bugünlerde Aynalı Çarşı olarak
anılan bu yer, 1339 yılında Osmanlı Sultanı Orhan Bey tarafından, Tophane’deki
Manastır Medresesi’ne gelir sağlamak amacıyla hamam olarak yaptırılmış. Çok
sonraları, 1960’lı yıllarda onarılan hamam, son onarımdan sonra çarşıya
dönüştürülmüş. Aynalı Çarşı denmesinin sebebi ise son onarımdan sonra bu
çarşıya gelen bir tüccarın, çarşı duvarlarına ayna astırmasıymış.
Bugün Aynalı Çarşı’da eşsiz antika
eşyalar, el emeği göz nuru bindallılar, mücevher takılar ve çeşitli aksesuarlar
satılıyor. Ama bu çarşıda yalnızca mallar alınıp
satılmıyor; aynı zamanda Bursa’nın kültürü, sanatı, ince el işleri, ahlakı,
örfü kısacası yaşamı sergileniyor tüm misafirlere. Antikacısından, süs
takılarına, bindallılardan, maharetli ellerde hayat bulan Hacivat ile Karagöz’e
kadar, buram buram Bursa kokan tüm ürünleri bu küçücük mekanda bulabilirsiniz.
Karagöz aNTİKa
2
Karagöz Antika Dükkanı tam 70
yıllık bir dükkan. İçine girdiğiniz zaman; zaman yolculuğuna çıkmış gibi
oluyorsunuz. Dükkanda kandiller, altın varaklı aynalar, eski Bursa
gelinlikleri, saatler ve daha sayamayacağımız kadar çok antika var. Yıllar
boyunca, özenle topladıkları antikaları meraklılarıyla buluşturan dükkanın
sahibi Şenol Çelikkol ile tanıştım.
Şenol bey 47 yaşındaymış onun
deyimi ile ‘’bu çarşıda doğmuş’’
Üniversiteyi bitirdikten sonra bu mesleği yapmaya devam etmiş.
Dükkanda birbirinden güzel
özellikli parçaların arasından en çok lale motifli ibrik dikkatimizi çekiyor.
Alt ve üst bölümleri puntalanmış bronz olan ibriğin göbek kısmı lale
motifleriyle süslenmiş İznik çinisi.
HACİVAT ANTİKA
Karagöz antikadan çıktıktan sonra hemen
yanındaki hacıvat antikaya girdim. Hacivat Antika’nın sahibi İbrahim Koca abi işini tutkuyla yapanlardan. Tam 13 yıldır
Osmanlı kumaşları ve boyaları üzerine çalışmalar yapmış hatta Japonya’da da bu konuyla ilgili olarak iki
sene üst üste sergi açmış.
Tabi durum böyle olunca çaylar
söylendi , sohbet başladı. Gözümün bindallı kıyafetlere takıldığını gören
İbrahim abi o baktığın bindallılar dükkanın başköşesinde çünkü ‘’ göz nuru
dökülerek, atlas ipek veya kadife üzerine gümüş tellerle işlenmiş bindallı
kıyafetler 50 ila 200 senelikler ‘’ dedi.
Genç kızların kına gecelerinde,
düğünlerinde giymeye can atacağı has ipekten mamul atlas kumaş üzerine yapılmış
bu bindallıları, antika tutkunları aynı zamanda dekoratif maksatlı olarak alıyorlarmış.
Dükkanın her köşesinde ayrı bir
tad ayrı bir tını var. Şal kumaşlar , kemer tokalar, ham ipekler benim için
rüya gibi bir ortamdan ağırlandığım kadar güzel uğurlandım.
MİNYATÜR
SANAT ve ANTİKA
Saat 11 gibi başladığım kapalı
çarşı keşfimde saat 4 olmuş bende sağa sola bakmaktan biraz yorulmuştum . Son
bir gayretle bana gel gel çağrısı yapan
Minyatür sanatın kapısından içeri girmeden günü bitirmek istemedim. Kapıdan
içeri girdiğimde ne kadar doğru bir karar verdiğimi anlamış oldum.
Başlangıçta sanat atölyesi ağırlıklı çalışma
hedefleri olan Mehdi Bey, daha sonraları kendi tasarımları olan mücevher ve takı üretimine ağırlık vermiş.
Her biri el
emeği olan takılar çok şık ve çekici. Hal böyle olunca göz dolduran
tasarımlardan seçim yapmak da oldukça güç .
Ben keyif ötesi bir gün geçirdim.
Umarım aynı tadı aktarabilmişimdir…😊
Yorumlar
Yorum Gönder